Söyle sevgili, sevgili söyle,
Söyle bana gözbebeğim,
Dalım, yaprağım, çiçeğim,
Senin aşkındır dileğim
Seviyorum, seveceğim
Ne füsûn ettin rûhuma böyle
Söyle sevgili sevgili söyle
Söyle bülbül gül dilinden
Tut getir yâri elinden
Dal ayrılır mı gülünden
Ayrılırsam öleceğim
Ne füsûn ettin rûhuma böyle
Söyle sevgili, sevgili söyle
11 Eylül 2014 Perşembe
9 Eylül 2014 Salı
Unutmamalı - Tarkan
Unuttu dediler
Hiç sevmedi dediler
Gücendim yar
Yalanmış dediler
Bir anlıkmış dediler
Kırıldım yar
Aldatıyor dediler
Aldırmıyor dediler
Yıkıldım yar
Deli gibi yürekten sevmeli
Uğruna dünyaları vermeli
İncitmemeli sevenleri
Değerlerini bilmeli
Unutmamalı o güzel günleri
Anılarla gönülleri hoş tutmalı avutabilmeli
Hatırlamalı sevgiyle anmalı
Ümitlerle yarınları hoş tutmalı, ayırmamalı!!!
Hiç sevmedi dediler
Gücendim yar
Yalanmış dediler
Bir anlıkmış dediler
Kırıldım yar
Aldatıyor dediler
Aldırmıyor dediler
Yıkıldım yar
Deli gibi yürekten sevmeli
Uğruna dünyaları vermeli
İncitmemeli sevenleri
Değerlerini bilmeli
Unutmamalı o güzel günleri
Anılarla gönülleri hoş tutmalı avutabilmeli
Hatırlamalı sevgiyle anmalı
Ümitlerle yarınları hoş tutmalı, ayırmamalı!!!
8 Eylül 2014 Pazartesi
Mehlika Sultan'a Aşık Yedi Genç
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Kara sevdalı birer âşıktı
Bir hayâlet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü'yâlarına
Hepsi meshûr, o muammâ güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına
Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: "Belki bu son akşamdır"
Bu emel gurbetinin yoktur ucu
Daimâ yollar uzar, kalp üzülür
Ömrü oldukça yürür her yolcu
Varmadan menzile bir yerde ölür
Mehlika'nın kara sevdalıları
Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya
Mehlika'nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya
Gördüler: "Aynada bir gizli cihân...
Ufku çepçevre ölüm servileri....."
Sandılar doğdu içinden bir ân
O, uzun gözlü, uzun saçlı peri
Bu hâzin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya
Su çekilmiş gibi rü'yâ oldu!...
Erdiler yolculuğun son demine
Bir hayâl âlemi peydâ oldu
Göçtüler hep o hayâl âlemine
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!...
Gece şehrin kapısından çıktı
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Kara sevdalı birer âşıktı
Bir hayâlet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü'yâlarına
Hepsi meshûr, o muammâ güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına
Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: "Belki bu son akşamdır"
Bu emel gurbetinin yoktur ucu
Daimâ yollar uzar, kalp üzülür
Ömrü oldukça yürür her yolcu
Varmadan menzile bir yerde ölür
Mehlika'nın kara sevdalıları
Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya
Mehlika'nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya
Gördüler: "Aynada bir gizli cihân...
Ufku çepçevre ölüm servileri....."
Sandılar doğdu içinden bir ân
O, uzun gözlü, uzun saçlı peri
Bu hâzin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya
Su çekilmiş gibi rü'yâ oldu!...
Erdiler yolculuğun son demine
Bir hayâl âlemi peydâ oldu
Göçtüler hep o hayâl âlemine
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)